Memleketimizden iş,aş ve daha iyi bir gelecek umuduyla çok hemşehrilerimiz bir şekilde yolunu bulup tek başına veya çoluk çocuğu ile Avrupa’ya (genellikle Almanya) gitmişlerdir. Doksanlı yıllarda Süryani ve Ezidi hemşehrilerimizin kahir ekseriyeti Avrupa’ya göç etti. Memleketimizin kültürüyle büyümüş insanlar ellerinden geldikçe kültürlerini kendi çocuk ve torunlarına uygulamak istemişlerdir. Ama nereye kadar ne zamana kadar başarırlar oda meçhul. İnsan üstünde doğduğu toprağı, içinde büyüdüğü köyünü, kasabasının adet ve geleneklerini asla unutamaz! Yıllardır terk ettiği köyünü, kasabasını her gece rüyasında görür. Ve o hasret içinde yaşamına devam eder ömrü boyunca.
Mukadderattandırki her doğan bir şekilde ölür. Avrupa’da vefat eden hemşehrilerimiz oradaki yakınları tarafından velevki maddi durumları elvermiyorsa dahi bir şekilde cenaze ve yol masrafını tedarik ederek cenazelerini mutlaka memleketine götürür. Köyüne,köyünün mezarlığına,kokusuna asla doyamadığı ve her gece rüyasında gördüğü o toprağın içine defin eder. Bizim memlekette adettendir ölünün akrabası talep eder, Din görevlisi izin verir tabutun kapağı açılır kefenin baş ucundaki ip çözülürve ölünün yüzü açılır,alnından öpülür ağıtlar yakılarak tekrar ip bağlanır tabutun kapağı kapatılır. Ama Avrupa kültürü buna müsaade etmez. Tabutlarında kapak yok. Asla açılmaz. Memleketteki akraba ölünün yüzünü görmez. Göremez! Umarım gurbetçi hemşehrilerimiz buna da bir çözüm yolu bulur.
Yüz yıllardır cedlerinin medfun olduğu toprağa Avrupa’da vefat etmiş o ceddin torunlarını yanlarına definle bir soluk alırlar. Ve mutlu olur gurbetçi hemşehrilerimiz olan Ezidi,Süryani ve Müslüman..Köyündeki,kasabasındaki dost ve akrabasıyla hasret giderir, dertleşir taziyeleri boyunca. M. Emi Bozkuş
Eğitimci - Yazar
Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2022, 23:05
Saygı, selamlar tüm İdil halkına ve yazarımız. M. Emin abe; biz gurbetçilerin anavatınımıza olan hasretimizi ve ona olan bağlılığımızı çok iyi dile getirdiniz, doğrudur rüyalarımızda ve yüreklerimizde HEP eski Azech/İdil ve yaşadıklarımız vardır ve her daim olacaktır, yalnız bir yanlışı düzeltmek isterim, ölülerimizinin yüzü görülmeyecek derecede kapalı değildirler.
Hasretle siz köylülerimi selamlıyorum!