Kılıçdaroğlu: KHK ile ihraç edilenleri bir hafta içinde göreve iade edeceğiz

Kılıçdaroğlu: KHK ile ihraç edilenleri bir hafta içinde göreve iade edeceğiz

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “KHK ile görevine son verilenleri, eğer hakkında yargı kararı yoksa bir hafta içinde göreve iade edeceğiz. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Bolu Abant’taki “İkinci Yüzyıla Doğru, Doğru Strateji” temasıyla yapılan kampında konuştu.

İktidar olduklarında ülkenin sorunlarını çözeceklerini vadeden Kılıçdaroğlu, “Sıradan bir iktidar değişimi olmayacak, bu değişim. Bu değişim devasa bir sorumluluğu omuzlarına alıp Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için mücadele etmek demektir. Ağır bir sorumluluğu üstlenmeye hazırız” ifadelerini kullandı.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilenlerden, hakkında yargı kararı olmayanları görevlerine iade edeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sorunun çözümünün merkezinde TBMM yatıyor. KHK ile görevine son verilenlerin, eğer hakkında yargı kararı yoksa bir hafta içinde göreve iade edeceğiz. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz” dedi.

Elektrik şirketlerine de seslenen Kılıçdaroğlu, “Buradan elektrik şirketlerine iki sözüm var. Zam hazırlığı yapıyorlar. Onları uyarmak bizim görevimiz. Milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz. Zam yaparlarsa, kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı, bunun mücadelesini vereceğiz. Yapmaya kalkarlarsa yarın iktidar olduğumuzda bunun hesabını soracağız” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

SORUNUN KAYNAĞI SİYASET KURUMU: Türkiye’nin bütün güzellikleri içinde sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Sorunun kaynağını oluşturan ise siyaset kurumu. Siyaset kurumu sorunu çözen bir unsur olarak ortaya çıksa böyle acı bir tabloyla karşı karşıya kalmayacağız. Her aile eğitimden şikayet ediyor. Ekonomide, demokraside, dış politikada sorunumuz var. Toplumsal barışımız dinamitlenmek üzere. Her birimiz bu sorunlarla bir şekliyle karşı karşıya kalıyoruz. Adaletle değil, baskıyla yönetilen bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Toplumsal barış derken, sadece Kürt sorunundan kastetmiyorum. Öyle bir acı tablo ile karşı karşıyayız ki çoğumuz farkında değiliz. Rahat dillendirilmiyor bu konu. Bir uyuşturucu bataklığı var. Özellikle yoksul mahallelerden başlayarak. Daha acı olan ise uyuşturucu baronlarıyla siyasal iktidarın iş birliği. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç görmemişti, yaşamamıştı. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.

BİR TÜRKİYE DÜŞÜNÜN LONDRA’DA BİR AVUÇ TEFECİYE ÇALIŞAN: Bir tweet attı diye, eğer kişiyi karakola götürüyorsanız, bir sorunumuz var demektir. Düşüncelerini özgürce açıkladı diye hapislerde tutuyorsanız, bir sorumuz var demektir. AİHM kararını uygulamayan, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan bir yargı düzeni varsa ciddi bir sorunumuz var demektir. KHK ile insanlar görevlerinden ediliyor. Bunlar kamu görevleri sona erdirilerek dışarı atılıyorlarsa bir sorunumuz var demektir. AYM kararına uygulamadı diye bir yargıç ödüllendiriliyorsa, bir sorunumuz var demektir. Yargının bir düzeni vardı. Eleştirirdik ama eleştirilere karşı duyarlı olan bir yapı vardı ve biz o yapı ile yan yana gelirdik. İnsanlar oturur konuşurlardı. 83 milyonluk bir Türkiye düşünün, Londra’da bir avuç tefeciye çalışan. Hep beraber hizmet ediyoruz. Biz kazanıyoruz ama paraları oraya gönderiyoruz. Türk Lirası, bırakın Amerikan Doları'nı, üçüncü dünya ülkelerinin paraları karşısında bile erimeye başladıysa ciddi bir sorunumuz var demektir.

ADALETSİZ BİR DÜZEN VAR: Bu tablo, 83 milyonun hak ettiği bir tablo mu? Açlık sınırının altında asgari ücretimiz var. Milyonlarca kişi açlık sınırının altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor. 4-5 yerden aylık alanlar var. Bir tarafından insanlar asgari ücretle geçinirken, öbür taraftan Saray ve beslemelerinin 4-5 yerden aylık alanları var. Adaletsiz bir düzen var.

DAHA AĞIR TABLOLAR ÇIKACAK: Türkiye aslında yönetilmiyor. Bir planlama yok. Önümüzdeki ayın ne olacağını bilmiyor kimse. Daha baharımızı yaşıyoruz, daha ağır tablolar çıkacak önümüze, bunları biliyoruz. İğneden ipliğe her şeye zam geleceğini artık 83 milyon da biliyor. Şu soruları, milletvekili arkadaşlarımın özellikle dillendirmesini istiyorum. Bu zamların sorumlusu kim? Çünkü bu soruları sormadığımız zaman, vatandaş; siyasi iktidarı sorunların dışında bir organmış gibi görüyor. Dertleri başımıza açan kim?

RÜŞVETİ MEŞRULAŞTIRAN BİR İKTİDAR VAR: Daha önce hiç yaşanmamış tablolar var. Rüşveti görmeyerek adeta meşrulaştıran bir siyasal anlayış var. Bir ülke düşünün İçişleri Bakanı var, bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para verildiğini söylüyor, ses çıkmıyor. AK Parti grubundan, MHP grubundan ses çıkmıyor. Yolsuzluğun bu kadar meşrulaştığı bir düzeni hiç yaşamadık. Yolsuzluk bu boyutlara ulaştıysa, bize düşen sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu fark edeceksiniz. Yolsuzluğu meşrulaştıran kim? Manav mı, kasap mı? Kim?

İNSANLARIN UÇURUMA SAVRULMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ: Ben gittiğim her yerde şunu söylüyorum: Sizin oyunuza değil, sizin sorunlarınıza talibiz. Çünkü bu ağır yükü ortadan kaldıracak partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Biz bunu yapacağız, yapmak zorundayız, tarihin bize yüklediği sorumluluk var. Bütün sorunlara talibiz. Onlar sorunlardan kaçıyorlar. Sorunların dillendirilmesini de istemiyorlar. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz. Daha onurlu, gururlu, daha gelişmiş bir ülkede yaşamak istiyoruz. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Çözmeyenler, aslında devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini bilmeyenlerdir. Sorunlar baskıyla, tehditle, sopayla çözülmez. CHP milletvekilleri olarak, insanların göz göre göre uçuruma savrulmalarına izin vermeyeceğiz.

ŞİRKETLER ELEKTRİĞE ZAM YAPARSA BEDELİNİ ÖDER: Buradan elektrik şirketlerine iki sözüm var. Zam hazırlığı yapıyorlar. Onları uyarmak bizim görevimiz. Milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya kalkarsanız, bunun bedelini ödeyeceksiniz. Siz de vicdan yok mu? Gerekirse zam yaparlarsa, kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı, bunun mücadelesini vereceğiz. Yapmaya kalkarlarsa; yarın iktidar olduğumuzda, bunun hesabını soracağız. Oturursun, kafana göre zam yaparsın. Kim ödeyecek onu? En pahalı elektriği kullanıyoruz. Sadece evde oturan için değil, kuyusundan su çekip tarlasını sulayan vatandaş için de aynı dert var. Elektrik düğmesine bastığı zaman 5 çeşit vergi ödüyor vatandaş. Elektrik dağıtım şirketlerinin dikkatli adım atması lazım.

KENTİN VAROŞLARINDA YAŞAYAN AÇ VE YOKSUL YÜZBİNLER VAR:Tarihin bize yüklediği sorumluluk var. Bu sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundayız. Her adımımızı milletvekili olarak ölçerek, biçerek, tartarak atmak zorundayız. Vatandaşla ilişkilerde fazla akademik bir dil kullanmamaya, onun sorunlarını onun anlayacağı bir dille anlatmak zorundayız. Biz onların derdini dile getirirken, aynı zamanda o sorunu nasıl çözeceğimizi de anlatmak zorundayız ama onların anlayacağı dille anlatmak zorundayız. Kentin varoşlarında yaşayan aç ve yoksul yüzbinler var. O mahalleleri geziyoruz. İnsan dramının tanığı olduk. İyi koşullarda yaşamaları için CHP’ye ihtiyaçları var. Bize ihtiyaçları var.

DÜZENİN NE KADAR TERS İŞLEDİĞİNİ EMEKLİ AYLIKLARINIZDAN GÖREBİLİRSİNİZ: Emekli kardeşlerim unutmasınlar. İki maaş ikramiyeyi söke söke aldık. Kim ne kadar çok prim öderse o kadar çok emekli aylıkları alacak. Düzenin ne kadar ters işlediğini emekli aylıklarınızdan görebilirsiniz. Her birimiz vatandaşın önüne çıktığımızda Mevlana’nın sözünü hatırlatarak, “Sizin için yanmaya hazırız” demeliyiz. Bu topraklarını hiç kimsenin, hiçbir ailenin acı çekmesini istemiyoruz. Birileri lüks içinde yaşarken, yüz binler acı içinde yaşamasın.

SIRADAN BİR İKTİDAR DEĞİŞİMİ OLMAYACAK: Devralacağımız sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu, milletvekili arkadaşlarım bilsinler diye bunu anlatıyorum. Sıradan bir iktidar değişimi olmayacak, bu değişim. Bu değişim devasa bir sorumluluğu omuzlarına alıp Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için mücadele etmek demektir. Ağır bir sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Aklımızla, birikimimizle sorunları çözeceğiz. Yolsuzluklarla mücadeleyle, ahlaki temelleri güçlendirerek çözeceğiz. Devletin hazinesine hiç kimsenin el uzatmasına izin vermeyeceğiz. Kul hakkı yiyenlerin burnundan fitil fitil getireceğiz.

ALLAH’IN İZNİ, MİLLETİN TAKDİRİYLE İKTİDAR GÖRÜNÜYOR: Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadeledir. Allah’ın izni, milletin takdiriyle iktidar görünüyor. İktidara geldiğimizde her birimize düşen sorumluluk var, bilincinde olmak zorundayız. Coğrafyanın her yerine milletvekili arkadaşlarım gidiyor. Parlamento açıldı, aynı çalışmaları şimdi de yapacağız. Ağzımızdan “yorulduk” lafı kesinlikle çıkmayacak, çıktığı andan itibaren “bu işi bırakıyoruz” demektir. Biz yorulmayacağız. Hak arayanlar yorulmazlar. Halkın yanında olanlar yorulmazlar.

ECEVİT'İN KURDUĞU KONSEYİ YENİDEN HAYATA GEÇİRECEĞİZ:Halkımıza seslenmek isterim. Yaşadığı sorunların ne olduğunu biliyoruz. Çözme aklımız, kapasitemiz var. Masa başında oturup, ‘çözeceğim’ demeyeceğiz. Rahmetli Bülent Ecevit’in hayata geçirdiği Ekonomik Sosyal Konseyi yeniden hayata geçireceğiz. Onurlu bir dış politika izleyeceğiz. Pinpon topu gidip gelen bir yönetim tarzını kabul etmiyoruz. Yurtta barışı, dünyada barışı tesis etmeyeceğiz.

KHK’LERİ İADE EDECEĞİZ: Sorunun çözümünün merkezinde TBMM yatıyor. KHK ile görevine son verilenlerin, eğer hakkında yargı kararı yoksa bir hafta içinde göreve iade edeceğiz. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz.

İLK SEÇİMDE İKTİDARIZ: İlk seçimde iktidarız. Beraber bu mücadeleyi yapacağız. Her sorunu nasıl çözeceğimizi anlatacağız. 

Güncelleme Tarihi: 03 Ekim 2021, 08:33
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER