Timurleng ve İdil Su Çeşmesi

Yazarı olduğum İdil Haber’de, yerel medya platformlarında, son birkaç gündür İdil Süryani mahallesi yerleşkesinde  bulunan, Timurleng Çeşmesi olarak anılan, Abdurrahman Baran Bey’in deyimi ile “Timur Çeşmesi Ayağa Kalkıyor”, Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Zafer Sağ’ın inisiyatifi öncülüğünde  başlatılan çalışma kapsamında araçlar, işçiler alanda çalışma başlatarak tam hız mesaiye devam ediyorlar. Çeşme neden bu duruma geldi, çeşmenin bu durumundan kim suçlu, kim haklı, kim haksız meselesine girmeyeceğim. Mevzu yu bilen biliyor. Tüm bunların ötesinde, çeşmeyi ayağa kaldırma zamanı ve ismidir.

Şahsen, konuya yabancı değilim. Uzakta olsam, zaman zaman yetkililerle iletişim kurarak çeşmeye gereken ilgiyi gösterdim. 2019 yıllından Kaymakam beyle uzun uzun telefonda konuştum. Çeşmenin temizlemesi ve ayağa kaldırması gerektiğini, idil kültüründe çeşmenin önemli bir yeri olduğunu açıkladım. Kaymakam bey yapıla bilecekleri anlattı ve konuya anlayışla yaklaştı. İdil Kaymakamı Zafer Sağ, anlayışlı, kültürel değerlere önem veren, yasalar çerçevesinde insan haklarına sahip çıkan mülki amirdir. Bu duruşu ile bizi büyük ölçüde etkiledi. İkimizde aynı hedefe, istikametimiz bir, iyi niyetimizle nişan alarak kilitlenmişiz. Kaymakam beyin elinde sihirli bir değnek yok, geçmişin hatalarını değiştirebilecek bir güce de sahip değildir. Yaşanılanları telafi etmek mümkün değildir. Türkiye’nin siyaseti, günden güne değişkenlik gösterdiği için kervanı yola koymak, imkanlar kısıtlı olduğundan dolayı imkansız. Planları aksatıyor. İyi niyet, gelişmelerin karşısında yeri geldiğinde üretimden düşüyordu. Bu durumdan dolayı kısıtlı imkanlar dâhilinde neler başarılabilir ona bakılıyordu. Çalışılıyordu.

Yazıyı kaleme almadan bir gün önce ,Kaymakam Beye bir SMS attım. Koronavirüs salgını nedeniyle, Kaymakam Beyin sağlık durumunu merak ettiğim için mesaj yazdım. Kaymakam Bey, aynı gün Telefonla bana dönüş yaptı. Bu görüşmemizde İdil çeşmesini de konuştuk. Çeşmenin inşaatına başladığını belirtince, doğrusunu istesen duygulandım. Daha önceleri kendisinden, İdil Çeşmesine bir el atmasını rica etmiştik. Arşivimizde bulunan bir işti. İlgiyle çalışıyorduk. Duyunca, Kaymakam Beyin iyi niyetine, sevecen, insancıl yönüne bir daha şahit oluyorduk. Kaymakam Beyin bu girişimi bu yazıyı yazmama vesile oldu. Koronavirüs salgınından dolayı evden  de çıkamıyorduk, bilenler, bilgilerini bir daha tazelesin, bilmeyenlerde öğrenmiş olur. Kimdir bu Timurleng, ismi nereden bulaştı İdil Çeşmesine. Yazacağım…

Kimdir Bu Timurleng? Aksa Timur, Topal Timur…

Timurleng, 1336 yıllında, Semerkant Özbekistan da Dünyaya geldi. Cengiz han soyundan geldiği söylenir. Mahlukat, bir çok katliamlara imza attı. Tarihin gördüğü en büyük asker ve dahi zekası sayesinde savaş kaybetmeyen komutandı. Doğunun ve Moğol İmparatorluğunun hükümdarı ve kurucusu idi. Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt “Kudurmuş Köpekle hesabım var” diyerek o dönemde Timurlengin nasıl biri olduğunu tek kelimeyle anlatarak tarihe not düşüyordu. Zamana ve zemine göre değişen, Siyasi bünyeyi geliştiren, kalabalık ordularıyla fetihler düzenleyen Timurleng dönemin en büyük hükümdarlardandı. Ele geçirdiği  yerleri, yakar, yıkar, yağmalar viraneye çevirirdi. Putları yere serer, sanatı, bilgiyi yakardı. Tarihçiler, Timurlengi tanımlamakta bir birleriyle çelişkiye düşerlerdi. Elindeki binlerce askeriyle 27 ülkenin fatihi  ve hakanıydı. Türk mü , Moğol mu ? Zalim, despot, istilacı , barbar mı ?  yoksa  fetihçi bir komutan, büyük bir askeri dehamı olduğu fikrinde ihtilafa düştükleri söylenir. 1370 yılında düzenlediği seferle, bugünkü Orta Asya, İran, Irak, Suriye’yi kapsayan toprakları ele geçirerek Anadolu’ya girer.  1402 yıllında Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt’la  ihtilafa düşer, Ankara Savaşı olur. Yıldırım BeyazıT Ankara Savaşını Timurlenge karşı kaybeder ve esir düşer. Ankara zaferinden sonra Anadolu’ya Hakim olur. Önüne çıkan kiliseleri, manastırları, dini ibadethaneleri, kütüphaneleri yakar,yıkar kül yığınına çevirir. Bölgemiz Turabidin, Güneydoğuda nasibini alır. Diyarbakır Süryani kilisesi Keferzeli Papazı Aziz Günel, 1970 yıllında yazdığı Süryaniler kitabında, Süryanilerin Kudüsü olarak bilinen, Mardin’de bulunan Morgabriel manastırını Timurleng’in yaktığı, içinde dini eğitim gören talebeleri, din adamları, hunharca katlettiği, dini kitapları ateşe verdiğini  yazar. Timurleng yıkıcı, yakıcı, merhametsiz kimliğiyle büyük bir coğrafya da hüküm sürerken, ne oldu da İdil’de merhamete geldi. Suçsuz melek kılığına girer, yıkım felsefesini bir kenara bırakır, ilim ve bilim düşmanı, bir çeşmede hidayete erer… Öyle mi ? İdil’de ki Süryani ahaliye hizmetim olsun diye bir çeşme yapayım. Bu su etrafa, insanlığa hayat versin. Eğer bu doğruysa Timurleng İdil’e vardığında büyük bir değişime uğruyordu. Ki Tarih kitaplarından bunun kanıtı yoktur. Savsata bir düşüncedir. Hayrat, değişim ve dönüşüm işidir, yalnız bir çeşme değil kendi adına Anadolu’da yüzlerce sosyal tesisi inşa ederdi. Mademki İdil’de hidayete erdi, önceki yıkımlarına ne oldu, bir açıklama var mı? Yok. Bunun ötesinde bilgi var mı? yok. Sadece .Esteli Zeki Akurt’un dediği “Hey malla mıne… ev ji vıre.”

İdil’deki Çeşmeye, Timur isminin verilmesinde bir dümen var. Dümen olmazsa, Anadolu’da Timur’un ismi verildiği tek eser İdil’de var. Bu durum düşündürücüdür. Benim açıklamam, biri inadına bu ismi verdi. Çünkü Süryani’lerin, İdillilerin tarihide Timur’la ilgili bir durum yok. Sadece İsmi verildi. Almanların dediği gibi “Kandım ve inandım.” Demeyeceğim. İnsanların kesik başlarından kuleler yapan, insanlıktan nasibini almamış mucrim bir insan, Hıristiyan, Süryanilerin yaşadığı bir Belde’de niye çeşme yapsın. Mevzuyu hangi açıdan elle alırsak alalım, düşünürsek düşünelim, Timur’u haklı çıkaracak bir ip ucu bulamayız. Çeşmenin isimi çakmadır dikkat edelim, tarihimizle örtüşmüyor. Timurleng, İdil’e gelmeden önce, binlerce yıl evel İdil’de Süryaniler yaşıyordu. Aşağı  Mahallenin tamamı, Yukarı mahallenin bir kısmı Süryani İdi.  Mahalleler su ihtiyacını bu çeşmeden karşılardı. Çeşme İdil’in tarihinde önemli bir yere sahip ve kültürel değeri var. Bu kültür değere birileri ısmarlama yada sipariş üzerine bir isim verdi.  Bütün Anadolu’yu yıkan ve yakan Timur İdil’de isim buldu, hem de insani olarak, bu bilinçli yapılan bir durumdu. Bu durum boya tutmaz, yeri olmadığı için farkına vardık, zamanla altında bulunan paslar silinmediği için boyası çabuk atar ya... Atı. Paslar ortaya tekrar çıktı. Bugün düşünen her insan bu durumu kabul etmiyor. Etmeyecektir. Binlerce yıl evel yaşamış toplumlar, yerleşkelerinde ibadet ve sosyal hayatlarını devam etmek için inşa ettikleri eserlere, çakma, kapkaç isimler vermeye çalışmak, toplumun değerlerine bilinçli yapılan bir saldırıdır. Bu ismi koyanlar açsınlar arşivlere baksın bu bilgiye ulaşmayacaklardır.

Bu çeşme, Süryani milletin, İdillilerin bir eseridir. Kendi sosyal yaşamlarını daha iyi halle getirmek için inşa ettiler, bu çeşmeden evlere giden binlerce tas su, akşamları güzel sohbetlere vesile olurdu. Çeşmeden, su taşıyan kadınlar, çeşme başında, su aşkına çok acıklı türküler söylerlerdi. Komareş çeşme başında silahlarını çatardı. Gençler çeşme başında bir araya gelirlerdi. Çeşme yaşam noktasıydı. Çeşmenin etrafında örülen siyah balzad taşların her birinde özlem, sevinç ve hüzün vardır. Akan suda nice güzel kızın silueti dolaşırdı. Akan suyun damlalarından, buharından serinlenen taşlar bizi, Süryanileri temsil ediyor. Unutmayalım. Bu sebeplerden dolayı, insani duygularla beslenmiş bir çeşmeye, şiddet içerikli, insani duygulardan yoksun birinin ismi hiç yakışmıyor, bu isim değişmeli bence…Çünkü Timur İsminin İdile bir alakası yok.

Avrupa’dan idille gelenlerin uğradığı ikinci yer İdil çeşmesidir. Çeşmenin hali görenleri derinde sarsıyor. Duvarında, suyunda, basamaklarında anılarını, dehlizlerinde su taslarını bulamayanlar, çok üzülüyor. Renkli hayatlarını göremedikleri için hüzünle dönüyorlar…

Çeşmeler, Doğar, yaşar, ölür.  İdil Çeşmesi, her canlı gibi bir çok devreyi geride bıraktı. Yaşamda ayakta kalmak için çok direndi. En başta, hiç sevmediği bir isimle asırlarca anıldı, yaşadı, yıkıldı, yaşamışlıklarıyla acılarını kalbine gömerek yılarca bekledi.  Ta ki İdil Kaymakamı Zafer Sağ gelinceye kadar. Şimdi uyanma zamanı. Ayağa kalkacak. Bizi bekleyecek. Onu görmeye geleceğiz.

Çeşmemizi görmeden öce  bence, ona olan vefa borcumuzu  ödememiz lazım. Aziz Hazach’ın bedava sevgilere karnı tok, düşüneni, seveni, yardımlaşmayı istiyor… Çeşmemiz bizi çağırıyor… Ben bu çağrıya uyarak 1000 EURO yardımda bulunacağım. İlk adımı ben atıyorum, sıra sizde…Bizi bekliyor.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Muhammed Nas
Muhammed Nas - 4 yıl Önce

Çeşme tarihi için çok gerekli bir yazı yazmışsınız. Şahsen ben de Timurun çeşmeyi yaptığını düşünüyordum ki tüm idil halkı öyle düşünüyordu sizin gibi düşünenlerin sayısı bir elin beş parmağını geçmez , bizleri aydınlattınız bu yazınızla , dediğiniz gibi heryeri yakıp yıkan , katliamlar yapan birinin , idile çeşme yapması mantıken anlamsız , yine hayranlıkla yazınızı okudum , Yazılarınızı tavsiye ediyor ve devamını bekliyor, her yazınızda bizleri hayran bırakıyorsunuz çok Teşekkürler

Isa Tokus
Isa Tokus - 4 yıl Önce

Lahdo sağ abeme eline yüreyine sağlık diyorum hayalim çeşmenin gene eski haline su akışına ondan doyum olmayan suyundan gene içmek hayalimdir senin yaptığın fedakarlık güzel idile tarih kalmalı alah sana güc ve sıhat versin ve kaymakam beyefendiyede şukranlarımı sunuyorum bendende 300 € bağışta bulunuyorum

nurcan  nergiz
nurcan nergiz - 4 yıl Önce

tarihi güzel bir yazi herzamn ki yazilar gibi cok beyendim
güzel bir tarihi konu islemis lahdo sag kutlarim.
maddi olarak bizde variz neden olmasin.

Suleyman Bayru
Suleyman Bayru - 4 yıl Önce

kardeŞımız lahdo sağın cabalarıyla nıhayet bır netıceye vardık az degıl ıdıl tımurlınk ceŞmesı acılıp falıyete gececek bunu lahdo saĞa borcluyız ama bunu unutmıyalım degerlı dostumuz kaymakam zafer sag ıdılde cok ışler yaptı bırde ceŞmenın acılması ıdıl halkını cok sevındırdı nasılkı doktor hakı gulerın 45 sene once ısmı unutulmadısa sızınde ısmınız ıdıl halkı arasında anılacak kendı adıma sızlere şukranlarımı sunuyorumn 1000 fr bende eklıyorum.
Svızzera