Haber, Milli Gazete’nin manşetinde yayınlanınca, memleketinden uzakta olsa da taşıdığı kültürel ve toplumsal sorumluluk, onun bu habere ilgisiz kalmasına izin vermedi. İşte, sorumluluğun gereğini yerine getirmek tam da böyle bir davranış olsa gerek. Dönemin Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş’a 06.10.2009 tarihli bir dilekçe yazarak gazete küpürünü de ekledi. Dilekçede şu ifadelere yer verdi:
“27 sahabe,Hz. Süleyman Camii'nin bulunduğu alanın durumunu gazetede görünce çok üzüldüm. Bu duruma öncü olmak için girişimlerde bulunacağım. Bilginize arz ederim.”
Dilekçe makama ulaştığında, Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş hemen harekete geçti. Yürüttüğü çalışmalar sonucunda Sur Belediyesi, TOKİ Başkanlığı ile görüşmelere başladı. Bu görüşmeler sırasında Başkan Demirtaş sehven, Abdulselam Güleç’in gönderdiği dilekçe de TOKİ Başkanı’na sunmuştu. Dilekçeyi gören Başkan, Başkan Demirtaş’a dilekçeyi sordu. Durumu öğrenince TOKİ Başkanlığı da harekete geçti ve kentsel dönüşüm kapsamında 27 sahabenin türbeleri, Hz. Süleyman Cami'nin bulunduğu alanda restorasyon çalışması yapılması için belediye ile protokol imzaladı.
Protokol gereği, 27 sahabenin(Hazreti Süleyman Camii İnaloğulları Beyliği tarafından inşa edilmiş, cami avlusunda bulunan türbe mezarlardan ötürü 27 Sahabe Türbesi olarak da bilinir. Cami ve Türbeler Diyarbakır Sur ilçesinde bulunuyor.) bulunduğu alandaki restorasyon çalışmaları tamamlandı. Camii ibadete türbeler ziyaretçilere açıldı. Tarihi bir sorun, NDESİNG Yönetim Kurulu Üyesi Abdulselam Güleç’in duyarlılığı sayesinde çözüme kavuşmuş oldu.
Bugün ise İdil’in su, çöp, ulaşım, araç ve asfalt sorunları hâlâ önemini koruyor. İdil halkı olarak her dönem belediyeden çözüm bekleyerek zamanımızı geçiriyoruz. Ancak sorunlarımız çözülmediği gibi bu sorunlar giderek daha büyük bir acıya dönüşüyor. Sosyal alanda bu acıyı çekerken, çözüm için İdil dışında yaşayan hemşerilerimize seslenmek istedim.
Anlattığım gerçek örnek, şu durumu net bir şekilde ifade ediyor: “Ben de isterim” duygusu var. Memleketine yardımcı ol.
Sizler İdil dışında gelişerek, ekonomik, siyasi ve iletişim alanlarında çok iyi yerlere geldiniz, gücünüze güç kattınız. Bu gelişim sayesinde birçok bakan ve bürokrat ile doğrudan görüşebilen İdil’li hemşerilerimiz var. Bu gücünüzde bizim de bir hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Siz bu ilişkilerinizi İdil için kullanabilirsiniz.
Vefa borcunuzu ödemek için İdil’in su, ulaşım, araç ve asfalt sorunlarını çözebilirsiniz. Bu davranışın iki önemli yönü vardır. Birincisi, ülkenize karşı görevinizi yerine getirirken; ikincisi, hangi konuma gelmiş olursanız olun İdil’i unutmadığınızı göstermiş olursunuz.
İdil’in bir sorununu çözerek bize aynı zamanda bir ders vermiş olursunuz. Biz de gönüllü olarak öğrenciniz olmak istiyoruz.
Diyarbakır Hz. Süleyman camisini ve haziresini yıllar önce görmüştüm. Bakımsız yan binalar hapishane idi. Bir yıl önce ziyaret ettiğimde gözlerime inanamadım. Daha önce zindan olarak kullanılan binalar kültürel müzelere çevrilmiş, cami ve 27 sahabenin türbeleri onarılmış uçsuz bucaksız bin yıllık tarihi alan sadece ziyaretçilere açılmış. Meğerki bizim bir idilli iş adamı sebep olmuş. Abdulselam Güleç. Yazar bunu belgelerle açıkladığı için doğrudur. Hemsehrimin bu hizmetini tebrik ediyorum. Yazının ana fikrine gelirsek güzel bir istek. Her ne kadar idili yöneten yerel ve siyasilar kifayetsiz iselerde bu iş adamlarımızın idil'in kültürüne, temizliğine katkılarının olması lazım. Her halukarda idile el atmaları lazım. İdil'in halihazırdaki durumu muasır şehirlerden kat be kat alt seviyededir. Biz idil'de yaşayanlar bunu hak etmiyoruz. Tekrar diyorum ki sayın yazar çok güzel bir konuya değinmiş.