İdil Ekonomisinin sessiz değişimi
İdil’de yaşamak, değişimi yavaş ama derinden hissetmek demektir. İdil Ekonomisi, bu değişimin en sessiz ama en güçlü yansımasıdır. Her dönem yaşanan değişimin neticesinde, kendi şartları içinde bir sektörü öne çıkarmış, o sektörle birlikte bir esnaf, bir aile, bir hikâye büyümüştür, o sektörde kim varsa o kişiye zengin gözüyle bakmışızdır. Bugün geldiğimiz noktada İdil’in sokaklarını dolaşırken dikkat çeken bir detay var: ilçe merkezinde 30’a yakın kuyumcu dükkânı faaliyette. Bu sayı, küçük bir ilçe için oldukça önemli ve umut verici. Yap Sat söktörü Kuyumcu sektöründen sonra ikinci güzel gelişme olarak kabul görülüyor.
İdil’in ekonomik geçmişine baktığımızda, bir zamanlar kırtasiye, kasetçilik, kunduracılık, giyim gibi sektörler Türkiye ekonomisinin gelişimine paralel olarak halkın temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek yapıda olduğunu görürüz. Sinemamız vardı. İletişimimiz için çok önemli bir sektördü. İnsanların ufkunu açıyordu. Ferhan Kaplan kırtasiye açarak öğrencilerin eğitimine katkı sundu. Salih Ay kaset dükkânıyla bizi sabahları İbrahim Tatlıses’in, Müslüm Gürses’in ezgileriyle buluşturdu. Bu küçük ama anlamlı hizmetlerin her biri, İdil’in hafızasında yer etti. Çalıştay görevini gören sektörler oldular.
Yine bir başka köklü isim, Azizoğlu Adıbelli'nin Tuafiye dükkanı oldu, yalnızca ayakkabı ya da mont satmadı; aynı zamanda yokluk içinde bir nesle umut sundu. Türkiye piyasasında ne varsa gıdanın dışında getirip satışa sunuyordu. Bu çeşitlilik İdil'de tuttu. O dönemlerde Suriye ile yapılan sınır ticareti de İdil ekonomisine başka bir yön verdi. Kaçak çaydan radyoya, ikinci el kıyafetlerden beyaz eşyaya, cam ürünlerine kadar pek çok ürün, Nusaybin ve İdil’in çarşılarında hayat buldu. Herkes bir şekilde geçimini sağlamak için idil'in sınırlarını zorluyordu, bir yol bulmak için arayışlarını sürdürüyordu.
Ancak İdil’in ekonomi hayatında en büyük kırılmalardan biri, Süryanilerin göçüyle yaşandı. Usta-çırak ilişkisi, baba mesleği gibi kadim gelenekler onların gidişiyle birlikte zayıfladı. Süryanilerin ekonomi hayatta kazandığı bir çok ekonomik değer yok oldu. Bugün yok olan ekonomik değerleri yakalayamadık. Bahçecilik kültürü çok güzel bir şekilde İdil toplumunda oturmuştu. Bir çok ürün yetiştiriliyordu. Bugün bile o su var, arazi var, ama o topluluk olmadığı için o iş yapılmıyor. Sonrasında İdil’e gelen yeni nüfusun mesleki altyapısının olmayışı, ticarette sabırsız ve görselliğe dayalı bir anlayışın doğmasına neden oldu. İş yerleri sık sık değişti, istikrar azaldı. Cizre, Nusaybin, Midyat gibi ilçelerle kıyaslandığında geride kaldık belki, ama tamamen de düşmedik.
Bugün ise umut var. Genç girişimciler sahneye çıktı. İş yeri çeşitliliği geçmişe göre çok daha fazla. Eskiden beş sektörde dönen ekonomi artık yüz kalemde dönüyor. Düğün salonları, güzellik merkezleri, çiçekçiler, kuaförler… Hatta film çeken bir ilçeye dönüştük. Herkes bir sahnede, bir kadrajda yer almaya başladı. Yerel işletmeler filmlere sponsor oluyor. Bu gelişmeler sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir uyanışa da işaret ediyor.
Elbette eksiklerimiz var. Örneğin kargo hizmetlerinde hâlâ Cizre’ye bağlıyız. Kendi şubemiz bile yok. Ama bu, her şeyin kötü gittiği anlamına gelmez. Değişim zaman ister. Genç bir nüfusuz. Tecrübemiz az, sabrımız eksik olabilir. Ama mücadele azmimiz yüksek. Eksiklerimizi görerek, geçmişin deneyimlerinden beslenerek daha iyisini yapabiliriz.
Bugün İdil’de 30 kuyumcu varsa, bu sadece altın ticaretinin değil, umut biriktiren bir ekonominin göstergesidir. Ne kadar çok sektör olursa, yaşam o kadar zenginleşir. Belki de yapmamız gereken şey, geçmişin tecrübelerini geleceğe taşıyacak köprüleri kurmak. Çünkü para kadar yaşamışlık da değerlidir. İkisini birleştirdiğimiz aman ekonomimiz daha güzel olacaktır.
Gazetecimizin İdil’le ilgili olumlu tespitlerine katılıyorum, bazı alanlarda ilerleme var. Ancak turizm açısından hâlâ çok gerideyiz. Sosyal alanlar yetersiz, gençler için aktivite yok denecek kadar az. Bu da göçü artırıyor. Ayrıca, hâlâ belediyeye bağlı otobüslerin olmaması ulaşımı ciddi anlamda zorlaştırıyor. İdil’in potansiyeli var ama bu eksiklerin giderilmesi şart.