İdil'de Kadir geceleri

    Çocukluğumda Ramazan ayları yaz mevsimine denk geliyordu. İdil’in yakıcı sıcaklarında oruç tutmak çok zordu. Buna rağmen herkes oruç tutardı. Özellikle fırıncılar çok zahmet çekerlerdi. Kadim fırıncılarımız olan Arık kardeşler, ekmek pişirdiklerinde susuzluktan boğazları kururdu.

    Ama akşama doğru çarşıda bir telaş başlardı. Herkesin evinde buzdolabı olmadığı için, çarşıdaki dört yolda kalıp kalıp buz satılırdı. Limonatalar hazırlanır, soğuk sular testilere konurdu. Bir yandan da merhum Abdullah amcamız iftar topunu patlatma işine ağır ağır, sabırlı bir şekilde başlardı.

    Çocukluğumuzdaki özel anlardan biri de Kadir geceleri idi. Bilindiği üzere Kadir gecesinin, Ramazan ayının son on gününün tekli geceleri, özellikle 27. gecesi olduğuna dair bilgiler mevcuttur. Bu gecede Cebrail (as), Resulullah (sav)’a vahiy indirmeye başlamış. İslam Tarihi kaynaklarında olay şöyle anlatılır: Peygamberimiz 40 yaşlarına doğru yalnızlığı sevdi. Bu nedenle Nur Dağındaki Hira Mağarasına çekiliyordu. Bazen günlerce orda kalıyordu.

Yine böyle Hira mağarasında iken, kameri aylardan olan Ramazan’ın 27. gecesi, seher vaktinde, kendisine bir ses işittirilir. Sesin sahibi Cebrail (as) ona: “İkra/Oku” der. Peygamber korkarak; “Ben okuma bilmem” der. Gelen melek onun vücudunu sıkar ve “İkra/Oku” diye tekrarlar. Peygamber “Ben okumak bilmem” diye aynı cevabı verir. Bu arada Peygamberimiz büyük korku içerisindedir. Üçüncü defa kendisine “İkra/Oku” denildiğinde; “Ben ne okuyayım?” diye sorar. İşte bu diyalog üzerine “Alak” suresinin ilk beş ayeti iner:

  1. Yaratan rabbinin adıyla oku!

  2. O, insanı alaktan (kan pıhtısından) yaratmıştır.

3-5 Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.

Peygamber büyük bir dehşet içerisinde kendisini mağaradan dışarı atar. Bu arada aynı sesi işitmeye devam eder: “Müjdeler olsun sana ey Muhammed! Sen Allah’ın resulusun.” Peygamber evine varır. Eşi Hatice’ye; “Beni örtün” der. Ama örtünün altında tir tir titrer. Biraz sakinleşince başından geçenleri eşine anlatır.

İşte bu olaya binaen daha sonradan indirilen Kadir Suresinde, gecenin önemi şöyle belirtilir.

  1. Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.

  2. Bilir misin nedir Kadir gecesi?

  3.  Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.

Allah’ın bu şekilde önem atfettiği Kadir Gecesi, Müslümanlar tarafından her Ramazan’ın 27. gecesi ibadet ve dualarla ihya edilir.

İşte değinmek istediğim konu çocukluğumuzda bu gecenin nasıl ihya edildiğidir. O zaman İdil’de sadece iki cami vardı. Çarşı merkezinde Şeyh Seyda Camisi ile YİBO’nun arkasındaki cami. Ben babamla birlikte çarşıdaki camiye giderdim. Caminin imamı Molla Süleyman Eldemir idi. Molla Ali Ocak müezzindi. Molla Ali, güzel bir ezan ile adeta bizleri camiye gitmeye mecbur ederdi.

Camilerimiz Kadir gecelerinde daha bir kalabalık olurlardı. Yatsı namazı cemaatle kılındıktan sonra teravihler eda edilirdi. Güzel bir kıraatle Molla Ali tesbihat yapardı. Teravih kılındıktan sonra “Elveda ya şehri Ramazan” diye bir tesbihat vardı ki içimi acıtırdı. Sanki Ramazan ayına elveda derken, çok yakın bir dostumu, kardeşimi uğurlarmışım gibi bir duyguya kapılırdım.

Sonra Molla Süleyman kısaca Kadir gecesine değinirdi. Halkın arasında uzun namaz olarak bilinen Salatı Tesabihi büyüklerle kılardık. Bitmek bilmeyen bir namazdı. Büyüklerimiz Molla Süleyman’ın kıldırdığı uzun namaza huşu içerisinde kendilerini kaptırmışken, bazen biz çocuklar arasında gülüşmeler olurdu.

Molla Süleyman namazı bitirince, şöyle bir yarım saat kadar Resulullah’ın hayatını anlatırdı. Sonra camideki cüzleri alır, her birimiz birer cüz okur, böylece hatim indirirdik. Sahur vakti davullar çalana kadar camide kalırdık. Sahur için eve vardığımızda annem yiyecek bir şeyler hazırlamış olurdu. Sahur yemeğini yedikten sonra “El-İmsak” diye Molla Ali’nin gür sesini işitirdik. Artık oruç başlamış oluyordu.

Sıcak bir gün bizi bekliyordu. Neyse ki öğlene kadar yatıyorduk. Ama bir yandan da bayram yaklaşmış olduğundan içimiz kıpır kıpır olurdu. Bayramlıklarımızı giyip, ev ev dolaşacaktık. İdil’deki hiçbir evi es geçmiyorduk. Her gittiğimiz evde bir Kürt annesi bizi karşılar, o bildik kadirşinas cümlelerle bizlerin torbalarına şekerler koyarlardı.

Bu yazıyı Kadir gecesinde yazdım. Herkesin gecesini tebrik ediyorum. Şimdiden Ramazan Bayramınız mübarek olsun.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Abdurrahman Nas
Abdurrahman Nas - 1 yıl Önce

Geleneksel Ramazan aylarında yaptığımız davranışları unutmadık. Emin abe bize hatırlatığın için ayrıca teşekkür ederiz.