Müslümanız Elhamüdüllilah. Demek çok ağır ve sorumluluk isteyen bir davranıştır. Bu davranış, İdil'de sekteye uğrayarak içi boşaltılmış, insanlar kendi menfaatlarını içine doldurarak birbirini kandırmak için kulandıkları iletişimi biçmine dönüşmüş durumda. 
Yaşadığımız toplumda ibadetlerini yapan, namazını cemaatla kılan, oruçlarını tuttan, elinde tesbih Salavat getiren, sohbetlerinde, bireysel iletişimde Allahu ve Resulünden söz eden, görselde haramdan uzak kalan, büyük günah işlemeyen insanlarımız her zaman dikkatimizi çektmiştir. Onların varlığında teselli bulmuşuzdur. Bunlar göz önünde bulunan kişiler. Hepinizi tenzih ederim. Çünkü isim vermeden yazıyorum. Bu insanlarımız, bizim güvendiğimiz limanlardı. Onlara çok güvenerek yaşıyorduk. Zor anlarımızda başvurduğumuz adreslerdi. Onların güven veren limanlarına sığınırdık. O kadar önemli kişilerdi. 
 Onların sosyal hayatlarını inceledim, iletişimlerine dikkat ettim. Bulunduğu mevkide yaptıklarına baktım. Şok oldum. Sübhanallah dedim. Buda ne? Şaşırdım. En çok suç işleyen mekanizmaya dönüşmüşler. Bunlar hakikaten hasta insanlar. Öz güvenlerini kaybetmişler. Doğuştan art niyetlidirler. Müslüman makyajı yapmış kurt insanlar. Emellerine ulaşmak için eksik yanlarını dini laflarla örterek, kibar, müalim davranışlar sergileyerek aramızda sosyal hayatlarına devam edip bizi kandırıyorlar. Kandırdılar. Bizi ne hale getirmişler. Dile bile getirmek istemiyorum. Dini öğretilerinden beslenerek diyaloglarını sürdürürken, dine sızdıklarını gördüm. Demeki ibadet edenlere değil insanlara güveneceksiniz. Söze değil davranışlara bakacaksınız. Hiç kimseyi yaptığı ibadete göre değerlendirmiyeceksiniz. Yemin edene dikkat edeceksiniz.... Takibini sürdürerek kendini koruyabileceksiniz. Yoksa dindarım diyenin çemberine girerseniz vay halinize, inan kimse sizi kurtaramaz, perişan u hüsran olursunuz. Ortalıkta kalırsınız. 
Dini duyguları kullanarak sizi çarptıkları için ağrınıza gidiyor. Haşa dinden nefret eder hale geliyorsunuz. Ama suç dinde değildir. Suç dini kullananda dır. Bu ayrıntıya dikkat edin. 
İdil'de dini ibadetlerini görsel mecrada yapan insanlarımızın sayısı çok fazla. Bu kişiler halkla iletişimin en yoğun olduğu kritik noktalarda bulunuyorlar. Mahallede, çarşıda, köyde, burokraside, camiide, müftülükte, sosyal hayatın en yoğun olduğu alanlarda yaşıyorlar. Bizimle birlikte yaşıyorlar. Birlikte kahve içiyoruz. Birlikte volta atıyoruz. Toplumda hepimiz tarafından tanınan insanlar bunlar. Her biri günde en az 100 kişi ile muhatap oluyor. Günde bin kişi bu dini gurubun elin altında işlerinden dolayı geçiyor. Telefonla, sözlü, yazılı bir sürü iletişim yaşanıyor. Yaşananlara bakılırsa ibadeti yoğun bir gurubun elinde geçtiğimiz için İdil'de toplumsal bir sorunun olmaması gerekirdi. Din, höşgörüyü ve uzlaşmayı, yardımlaşmayı, akrabaya bakmayı, emrettiği için onlarda bu öğretiye sadık kaldığına göre toplumda bir problem olmaması lazım. Bu yaratılan islami iklimde büyük rahmetin olması gerekirdi. Yağmurun yağması gerekir. Doğanın yeşermesi gerekiyor. Bereketin bol olması lazımdı. Tam aksine, İdil'de sürekli kış iklimindeyiz. Sosyal hayat kangren olmuş. Hak ve hukuk ihlaleri, kul hakkı sorunları had sahfada, arazi emanet bırakılmış, emanete ihanet edilmiş, imam kardeşinden ekonomik işinden ayrılacak şeraitı kabul etmiyorum diyor. Traktör devir işleri, mazot devir işi, aile içi sorunlardan tutun evliklere kadar.. Kadardan çıkan videolara kadar. Ne ararsanız müslümanım geçinen bizim bu insanlarda var. İki evlilikler, yeni evlilikler de çıkan sorunlar. Mütahit karından biraz vermişse ne olacak diyenler, aldığı rüşveti, sadakaya dönüştürerek alanlar, alırım diyerek kendini teselli edenler. Birde işin felsefesini yapıyorlar. Allahın adına, Kur'an-e Kerime, İncile, Şeğe, kutsal değerlerin hepsine yemin ederek seni teslim alıyorlar. Bu suçu işleyen İdil'li insanların sayısı yüzleri buluyor. Dini bir şirket gibi işletirler. Yüzlerine baktığın zaman işlediği suçun bir çizgisini bulamazsın, görselinde suç işleyen birine benzemezler. Dışarda çok mütevazi yaşarlar. Kadına, kıza bakmazlar. Bıyıkları terbiyelidir, sınırını geçmez. Namaza yarım saat kala camiye gider, oturur bir yumruk olur imamı beklerler. Kendini çok sadık gösterir. Dini düşünceli gazetesini alır çok mütevazi bir şekilde arabana biner evine gider. Verdiği selama karşı eğilir aleykümselam der, memurdur ramazan ayında camiide mukabele eder Kur'an-ı Kerimi okur. Evreka imza atmak için saatlerce vatandaşı bekletir. Hangisi daha önemli olduğuna siz karar verin. Yani dışarda bu suç makinelerine baksan görsellerinde suç izi bulamazsınız. O kadar davranışları temizdir. Ne yazık ki incelemeye aldık, baktık, neler yok ki neler. Emanete ihanet ettiği için haca gitmek istiyor, hac hakı gelmediği için hac aşkına beş sefer umreye gidiyor. Gönlü rahatlamıyor. İşlediği suçun silineceğini düşünerek ibadette dört işlem yapıyor. Çıkarma, toplama yapıyor. Günahım bu kadar, ibadetim bu kadar.. hımmm.. Teheccüd namazına kalksam günahım silinir, kendini teseli edenler var. Günah işliyor, üç ayları tutuyor, yalan şahitlik yapıyor, teheccüd namazı kılıyor. Mülki amirlere, önemli birimlere insanları şikayet ediyorlar, zekat vererek siliniceğini düşünüyorlar. İbadet etmek başka iş, kul hakkı yemek başka iş. Köylerde sürekli dolaşan bir traktörü var insanlar birbirine satarak borçlanıp gidiyor. Kimse faiz işi olduğunu söyleyemiyor. Bu traktör bir türlü kaza geçirmiyor, sürekli kazandırıyor. Süryani malı helaldır, diyerek bizi eğitenlerden tutun, gayri müslümün katli vaciptir diyene kadar, hesap edin, nerden nereye geldik. Müslüman, kilisenin taposu üzerinde çıkıyor. Namazını cemaatla kılıyor. Adam gelişi güzel bir Süryani'nin arazisini seçiyor temizliyor, ekiyor, biçiyor, ekinleri satıyor. Arazi sahibi geldiğinde, araziyi satıyorsan bana satacaksın, çünkü ben sahip çıktım diye tuturuyor. Bu durum İdil'de şu anda trend olmuş. Şeriata gidiyorsun imam araziyi temizleyene veriyor. Öyle bir evriyorlar çevriyorlar, başka bir şekilde sana ikram ediyorlar. Farkına varmadan kazığı yiyorsun. Acısı beynine vuruyor. Sen kendi inanıcından nefret ediyorsun. Kızıyorsun. Allahın beş dakika sonra çarpmasını istiyorsun. Oda olmayınca. Onlar kazandı diye çok üzülüyorsunuz. İnancından nefret ediyorsun. Ama dinin bunda bir suçu yok. Suç insanlarımızda. Onlar inancımıza sızarak avını beklediler. Bizde islami makyajlarına  bakarak itibar etik, güzel insanlardır diye inandık. İnandık fena halde çarpıldık. Kandırıldık. Durum vahim ve acı.
Bu durumda inancımıza düşmanlığımız olmasın. Aklı selim davranalım. Bütün parazitler gün gibi ortadırlalar. İşlediği suçlar onları ifşa ediyor. Onun için Kur'an-ı Kerim taşıyorlar, ümreye gidiyorlar, korku bedenlerini sarmış. Merak etmeyin her şey yolunda gidiyor. Herkes üzerinde suçunu taşıyarak aramızda yaşıyor. Onları görünce hemen suç dosyalarını açıyoruz, konuşuyoruz. Herkes onları tanıyor. Onlarda bunun farkında. Bu suçluların sergilediği davranışlar sonucu çok maddi değerler kaybetmiş olabiliriz. Çünkü kandırılmak ağır bir durum. Herkes bu psikolojiyi kaldıramaz. Zamanla insan alışıyor, bir müddet sonra insanlar keyif alarak yaşıyor. Yani hakımızı helal etmeyeceğiz. Helal etmesek işleri inanın çok zor. Buna emin olun. Onlar daha ölmeden o hesabı verecekler. Allahın emridir. Sadece kendinize inanın. İnsani ilişkilere değer verin, inançlı olun. Seyr edin, hepsi yoluna girecektir. İyi ki Allah vardır. Şükür edelim. Kısmeti kul dağıtsaydı ne yapacaktık. İki traktör davası hepmizi bitirecekti. Yağmur parayla yağsaydı o köy litresini kimbilir kaça satardı. Alamazdık. Hamile kalmak parayla olasaydı, halimiz perişan olacaktı. İşte bu nimetlerin hepsi bedava. Sadece ilişkiler kirlenmiş, oda insan kaynaklı olduğu için bu hale getirdik. Yani çiğ süt emmişiz, bizden ne iyilik beklenirki... Sadece helallaşmıyalım, bu bize yeter.