Felsefe’nin ilk anavatanı Mezepotamya

MEZOPOTAMYA: FELSEFENİN İLK ANAVATANI

      Çoğu insanlar, hatta bizler de dahil olmak üzere felsefenin Yunan kökenli olduğunu sanırdık. Lakin öyle değildir. 
      
    M. İrşad Seyda’nın Gerçek Bilgi Gazetesinde konu ile ilgili yazdığı “Felsefe / Din ilişkileri ve Felsefenin / Hikmetin ilk Anavatanı Mezopotamya” adlı makalesi bu tarihi ve bilimsel meseleye farklı bir boyut getiriyor. Makale Arapça, İngilizce, Farsça ve Türkçe kitaplara, eski ve yeni kaynaklara, Antik Yunan Filozoflarının kitaplarına, onlardan kalan fragmanlara (buna Pre-Sokratik dönem dahil) İslam tarihinde felsefenin Bağdat’taki tercüme merkezi Beyt’ul Himet’te (miladi 754) Yunanca’dan, Sürayanice’den ve kısmen Farsça ve Sanskrltçe’den tercümesi sonrası İslam filozoflarının / hükemasının yazdığı kitaplara dayanıyor.

      Felsefe Yunanlılara geçmeden yüzyıllar önce Mezopotamya’da doğmuş. Oradan Batı Anadolu’ya Milet’e intikal etmiş. Oradan da Atina’ya geçmiştir. Bu felsefe ilmi Doğudan Batıya bir nehir misali akmış. Bu akan nehir bizim tarihi ve bilimsel mirasımızdır.

     Bizden intikal eden bu ilmi miras Yunanistan’da yaklaşık beş yüz yıl sürmüş. Hırıstiyanlığın doğuşuna kadar devam etmiş. Hırıstiyanlık felsefeyi kabul etmeyince Konstantin ile birlikte Aristo’dan kalan okul kapatılmış, Yunanlı doktor ve filozoflar İran’a/Pers İmparatorluğuna sığınmışlardır.

      Şehinşah onları iyi karşılamış, Persia’da Cünd-i Şapur gibi yerlerde tıp ve felsefe okulları açılmıştır. Cünd-i Şapur’un orijinal adı Gund-i Şahpur’dur. Gund-i Şahpur’un yıkıntıları şu anki Dezful Şehri’nin 14 km güneydoğusunda  bulunmaktadır. O bölgede Fars/Pers, Kürt ve Araplar birlikte yaşamaktadırlar. Şu anki Irak Kürdistan Bölgesi ve Bağdat’a uzak olmayan bir mıntıkadadır bu tarihi şehir. Avrupalılar bu şehir ile ilgili bir çok kitap ve makale yazıp yayınlamıştır.

      İslam dönemindeki Milel ve Nihal (Dinler ve Felsefe Tarihi) kitaplarında da Gundé Şapur hakkında malumatlar vardır.

      Atina’dan sürülen Yeni Eflatuncu filozofların da buraya yerleşmesiyle şehir bir bilim merkezi olmaya başlamış. Hükümdar I. Hüsrev şehirde tıp ve felsefe öğretimi yapan bir okul açtırmış. Aristo ve Eflatu’nun bazı eserleriyle orta Farsçaya çevirmiş. Bu kayıp tarih bize aittir.

      Merkezde bir coğrafya vardır. Altı bin yıllık yazılı tarih sadece bu coğrafyaya aittir. Dalları Doğuya ve Batıya uzanmıştır. Muhakkak ki Batınında katkıları olmuştur. Lakin Felsefenin anavatanı Mezopotamya’dır.

      Antik Aryan/İraniyan/Ariler (Pers, Kürt ve Peştun’ların ortak ataları olan Antik Millet) dilinde Gund köy, şehir ve kasaba demektir. Şu anki Kürtçe’ de bu kelime halen aynı fonetik ile kullanılmaktadır. Kent, Kend, Kand gibi sözcükler de bunun yüz yıllar içinde değişmiş halidir. Semerkand, Arapkend vd. gibi.

      Said Nursi, İmam Gazali İbn Haldun, İbn Cülcül ve diğerulemalar ilimlerine, din-felsefe dengesine kitaplarında uzunca değinmişler ve yer vermişlerdir.

      Antik Yunan Filozoflarının kendileri bile itiraf eder ve bu ilimleri Babil’den, Kelden (Kuzey Mezopotamya) ülkesinden,Mısır’dan ve Fenike’den (Lübnan) öğrendiklerini açıkça söylerler. O ülkelere seyahat ettiklerini, alfabe ve bilimleri oradan öğrendiklerini yazarlar.

      Yunanlılarda felsefe yaklaşık beş yüz yıl devam etmiş. Hiristiyanlık çıkınca bitmiştir. Çünkü Hırıstiyanlığa ters şeyler vardı inanç konularında. Orada yasaklanınca tekrar İskenderiye, Harran ve Nusaybin’e geçmiştir. Bu durumu Mezopotamya'ya , ana vatana dönüş olarak isimlendirebiliriz.

      Kaderin gizli elinin bundaki hikmeti de şu olabilir: Çünkü Mezopotamya hem İran’a, oradan Hindistan’a, Çin’e, hem Fenike’ye (Lübnan), Mısır’a ve Yunanistan’a merkez nokta olabilecek bir coğrafya. Yani bilgi, hikmet ve ilimler oradan Batıya da, Doğuya da yayılabilirdi. Merkez coğrafya Mezopotamya.

Kaynak: Bu makale M.İrşad SEYDA’nın Gerçek Bilgi Gazetesinde yayınlanan “Felsefe/Din İlişkileri Ve Felsefenin İlk Anavatanı Mezopotamya” adlı makalesinin bir özetidir.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Halef NAS
Halef NAS - 5 gün Önce

Hocam sizin ve M. İrşad SEYDA'nın em

Hocam size ve M. İrşad SEYDA'ya harcadığınız emek ve bizleri aydınlattığınız için teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun.

Mehmet Şefik Kazan
Mehmet Şefik Kazan - 5 gün Önce

Konu yu işleyiş biçimi güzel ve aydınlatıcı kaynaklar kısa ve öz .tebrikler güzel elealmışsın

Mehemed Emînê Dêrikî
Mehemed Emînê Dêrikî - 4 gün Önce

Rojbaş Mamosta
Hêvî û daxwazîya me eve ku rojekê em nivîsên te bi zimanê kurdî bixwînin.
Momosta, te di nivîsa xwe qala bajsrê Dezfulê û Gundê Şapurê kiriye û tu dibêje ev bajar û gund li Iraqê nêzîkê Baxdadê ye. Ez li Îranê çibûm bazarê Dezfûlê û ev bajar li Xûzîstanê nêzîkî Şuştarê ye. Li Îranê nêzîkî bajarê Kazerûnê jî Xerabbajarê Şapur heye ku Îranî jê re dibêjin Bîşapûr. Li vî xerabbajarî gelkek avahî û peykelê hêjajî dîtinê jî henin. Ev bajarê hanê paytextî ji Sasanîyan kiriye. Dibe felsefe li vê derê derketibe yan jî pêşketibe.
Bi silav û rêz.

Musa öngü
Musa öngü - 3 gün Önce

Batıya ait bildiğimiz bir çok bilgi doğuya aittir.
Bu sebepten dolayı bir çok yanlışı doğru biliyoruz.
Bu yazı bu düşüncemi destekler durumdadır. Bu kapsamda bir yazı yazan Bozkuşa teşekkürler.

Fahrettin Demir
Fahrettin Demir - 3 gün Önce

Daha fazla bilgi sahibi olan varsa katılım sağlasın yoksa m irşad beye bize ulaştırma zahmetinde bulunan değerli hocama teşekkür ederim

Fahrettin Demir
Fahrettin Demir - 3 gün Önce

Daha fazla bilgi sahibi olan varsa katılım sağlasın yoksa m irşad beye bize ulaştırma zahmetinde bulunan değerli hocama teşekkür ederim