Kategoriler

    ALEM ( GIRE ELIM )DAĞININ DÜZLÜĞÜNDE YAPILAN ZEV-ZİYAFET

      İdil İlçesine 15 km uzaklıkta; yamacına kurulu olan Oymak köyünün güney batısında en büyük yükseltidir Alem Dağı namı diğer Gıré Elım. Oymak köyü sınırları içinde yer alır. Yanmış volkanik bir dağdır. En tepesideki taşların kahir ekseriyeti açık kahve rengi delikli ve hafiftirler. Kuzey kısmında boydan boya büyük bir çökerti oluşmuş. Bu alan zamanla sertleşmiş yekpare dev bir kaya şeklini almıştır. Hiçbir ot çeşidi bu alanda yeşermez. Bu boydan boya olan çukura köylüler “yılan kayağı” (Ğıjinokamér) diyorlar. Dağın ovada en yüksek yer olması zamanın uygarlıklarını kendisine cezb etmiş. Tepesinde yerleşim alanları kurulmuş. Tepeside kurulan evlerin, ibadethanelerin ve tapınakların izleri hala mevcuttur. İdil İlçesi daha Mardin İline bağlı bir ilçe iken 1968 yılında Mardin İl’inden görevlendirilen kişiler Yeni Asur dönemine ait ( M. Ö. 8. Ve 7. Yüz yıl )yüzeylerine nakş edilen ellerinde mızrak tutan asker resimleri,boğa üstünde Kral resmi, tepsiler üzerinde yemek resimleri, ve değişik başka resimler, kabartmalar olan Stel-Bazalt üç dev kaya insan ve binek hayvanları gücüyle Alem Dağı tepesinden yola indirilip Mardin Müzesine götürülmüş. Halen Mardin Müzesinin bir bölmesinde sergilenmektedir.

    İşte bu dağın zirvesinde uzunluğu dört metreyi bulan bir zatın mezarı bulunmaktadır. Yöre halkı tarafından büyük bir meşayih, büyük birveli olarak bilinir ve kabul edilir. Dağa da adını veren bu zatın adı Elım’dir. Mezarında kitabe bulunmamaktadır. Ancak çok eski olduğu mezar yapılırken örülen taşların üzerindeki kat kat yosunlardan anlaşılmaktadır.

    Bukadar girişten sonra asıl anlatacağımız ZEV-ZİYAFET’ten bahsedeceğiz. Büyük dedelerimizin çocuklarından günümüze kadar dilden dile gelen anlatılara göre Alem Dağındaki metfun Elım adındaki zata adanmak üzere her yılın Eylül ayında zév-ziyafet verilirdi. Zevaélım yüzyılların geleneği idi. Seksen-doksan yıl öncesine kadar çevredeki tüm köy ve bucaklar her yılın Eylül ayında bu zévi-ziyafeti Gıréélımın zirvesindeki düzlükte yaparlardı. Çevredeki tüm köylerin ileri gelenleri;  günler öncesinden kullanılacak et,bulgur ve ekmeğin hesabını yapıp tedariklerini bu plana göre netleştirip hazırlıklar tamamlanırdı. Haberleşme aracı olarak da bir gün öncesinden Gıréélımın dört köşesine dağdaki kurumuş asırlık meşe ağaçları gecenin erken saatlerinde toplanıp ateşe verilirdi. Ateşin alevleri kilomertrelerce uzaklıktaki köylerden görünürdü. Bu verilen işaretle ertesi gün köylerden akın akın insanlar Zevaélıme iştirak etmek için yola çıkarlardı. Meydanda onlarca kazanlarda yapılan yemekler gelen misafirlere ikram edilirdi. Sakalar gün boyu biratuvéden hayvanlar sırtında misafirlere içme suyu taşırdı. Yemekler yendikten sonra halaylar çekilir, ileri gelen şahsiyetler konulan hedeflere ( arménç ) mavzerlerle atışlar yaparlardı.Bir hatip-deléli arménci vuran kişiye övgüler yağdırır,arménci-hedefi vuran kişi hatibe bir miktar para verirdi. Seçilmiş ve süslenmiş güzel bir kuzu hatip-deléli tarafından açık arttırmaya çıkarılırdı.  En yüksek parayı veren kuzuyu alırdı. Yine deléli kuzuyu alana övgüler yağdırırdı.At yarışları ve cirit yarışları düzenlenirdi. Bu yarışlarda birinci gelenler övülürdü, ödüller verilirdi. Bu tür etkinlikler gece yarısına kadar devam ederdi.  Memleketimizin bu köklü ve asırlarca süren geleneği maalesef yıllardır artık Gıréélım de yapılmıyor.

Yorumlar

Murat Özkan 2 Yıl Önce

Hocam Kalemine sağlık. İlk görev yerimden böyle bilgiler almak beni gururlandırıyor.

Faik 2 Yıl Önce

İlçenin tarihi bir köşesini tanıtan güzel bir yazı.

Faik 2 Yıl Önce

İlçenin tarihi bir köşesini tanıtan güzel bir yazı.

Abdurrahman Baran 2 Yıl Önce

Geleneklerimizi kaybetmiştik, unutmuştuk derken, Emin Hocam arka cebinden bir geleneğimizi çıkartarak bize hatırlattı. Geleneklerimizi unutmadan yaşarsak daha çok zengin olacağız. Kültürel zengin olacağız. Sorunların karşısında güçlü olacağız, çözümler üreteceğiz. Geleneklerimizi özemsi yelim sahip çıkalım. Gıre elime yedi sefer yürüyerek giden kişi mekede haca gitmiş gibi kabul edildiği rivayet edilirdi. 7 sefer yürüyerek giden bir bayanla tanışmıştım. Çok mutluydu ibadetini yerine getirdiği için. Bu yazı için teşekkürler Müdürüm. Aşk ve yazı yazmak cesaret işidir. Bu cesareti yazı yazmada gösterdiğin için size ikinci sefer teşekkür ediyorum. Eğitimli olduğunuzu bu ikinci görevden sonra çıtayı dahada yukarılara çıkardın. Yazmaya devam müdürüm.

m.eminboz73200@gmail.com 2 Yıl Önce

İdil Haber gazetesinin sahibi Sn Abdurrahman Baran bey bizleri taltif,onure etmişler bu kıymetli yorumlarıyla. Sağ olun dostum. Abdurrahman Nas ile 1996 dan beri tanışıyoruz. İdil'de hemen hemen her gün bir iletişimimiz oluyor desem mübalağa sayılmaz. Eczanecilik, STK, gazetecilik, Devlet memurluğu.. Bu saydıklarımın hepsini yaşamış. MaşAllah bu dünyada dolu dolu yaşayan bir şahsiyettir A.Ragman. Bu kadar bereketli bir mozaikten elbette ki faydalanmak lazımdı. Bir bana dediki ya hocam benim gazete ( İdil Haber ) de yazarmısın. Bende dedimki faydalı olabilirsek tabiki ve yavaş yavaş yazmaya başladık. Umarım faydalı oluruz. Tabiki bu kadar renkli bir mozaikin patronluğunda..

Tüm Yorumlar